İlginç bir bilgi vererek başlayalım… Leeds, ilk filmlerin çekildiği yerlerden biri. Yani şehrin güzelliği sorgulanamaz diyebiliriz. Şehirde günümüz mimarisini görmenin yanı sıra 12. ve 19. Yüzyıl mimarisini de görme şansını yakalayacaksınız. ‘Kirkstall Abbey’ ve ‘Şehir Yerel İdare Konağı’ eski mimariyi görmek için iyi örneklerden. Şimdi ise gökdelen yapısındaki apartmanlar ile şehir daha farklı bir atmosfere sahip. Bu binalara örnek olarak ise ‘Bridgewater’ı görebilirsiniz.
Yürüyerek gezdiğinizde şehrin tarihi dokusunu keşfedebilirsiniz. ‘Town Hall’ yani belediye binası ile Victoria döneminin yansıması hala o ruhu canlı tutuyor. Büyük Tiyatro, City Varieties Müzik Salonu, alışveriş yapılacak yerler, Kirkgate Pazarı, Corn Exchange binası, Millenium meydanı ve dahası şehrin sosyal yaşamını anlamanızı sağlayacak yerlerden.
Şunu belirtmek gerekir ki tüm bu mimari güzelliklerinin yanında Leeds bir kuzey sanayi kenti. Sanayi Devrimi’nden önce de yünlü kumaş ihracatının kontrolü zaten bu şehir tarafından sağlanıyormuş. Sanayi devrimi ve mimari güzelliklerinin zaman içinde harmanlanması ile şehir daha özgün bir kimliğe bürünmüş.
Leeds’ de ünlü ‘Henry Moore Heykel Merkezi’ni ya da dünyanın en eski demiryolu olan ‘Middleton Railway’ i ziyaret edebilirsiniz. Katedral olarak ‘St. Anne Katedrali’, bahçe olarak ‘Canal Gardens’ ya da ‘Capabiliry Brown’ görülmesi gereken yerlerden.
Bilgilerinizi doldurun, en kısa sürede size geri dönelim…